Hava ve toprak kirliliği, toprak kalitesindeki azalma, hatta ekonomik nedenler… Yetersiz ve istikrarsız beslenme birçok sıhhat problemine yol açarken mikro besin öğesi yetersizliği görülme sıklığı da gün geçtikçe artıyor. En sık görülen vitamin mineral eksiklikleri ise D Vitamini, Demir, Magnezyum, Çinko, B12 Vitamini ve Folik Asit.
Vitamin eksikliklerinin giderilmesi için en hakikat kaynaklar tabi ki öncelikle besinler olmalı, istikrarlı bir beslenme planı ile bu şekil eksikliklerin önüne geçeceğini hatırlayın. Vitamin-mineral eksikliklerinin tespitini ise tabip denetiminde kan analizleri ile takip etmeyi ihmal etmeyin.
Yorgunluk ve Halsizlik Şikayetiniz Varsa
Son günlerde danışanlarımdan ve toplumsal etrafımdan aldığım geri dönüşler bu şikayetlerin arttığı tarafında. Yorgunluk, halsizlik durumu uzun vakittir devam eden danışanlarımın kan analizlerini kesinlikle değerlendiriyorum, tabipleri ile de bağlantıya geçiyorum. En çok eksiklik görülenler ortasında birinci sırada D vitamininin aldığını da rahatlıkla söyleyebilirim. D vitamini kemik sıhhati için kritik kıymete sahip, o denli ki artık bir hormon üzere bedellendiriliyor. Son vakitlerde çokça karşımıza çıkan bu eksiklik gereğince güneşe çıkılmaması sebebiyle birçok şahısta görülüyor ve metabolizmanın yavaşlaması, halsizlik, güç düşüklüğü, kas krampları üzere belirtiler verebiliyor.
Kansızlık denince aklınıza birinci olarak demir yetersizliği geliyor olabilir. Fakat B12 eksikliği de tıpkı demir eksikliği üzere kansızlığa neden olabilir. Yaşla birlikte B12 emilimi ve bedende depolanma yeteneği azalır. Vegan beslenen bireylerin giderek artması, bariatrik yani obezite cerrahisi, yanlış diyet programları sebebiyle çokça görülmeye başlandığı belirtiliyor. Klinik depresyon kadar ağır olmayan his durum değişimleri, anksiyete, dikkat eksikliği ve beyin sisi, hafıza zayıflığı, uzun mühlet odaklanamama üzere bilişsel semptomlar da birebir eksikliğine işaret ediyor olabilir.
Sindirime bağlı semptomlar da var. Bağırsak aslında hudut sistemimizin bir kesimi ve çinko bağırsak için çok kıymetli. İnsülinin hücrelere bağlanması için gerekli olan sindirim enzimlerinin de yanlışsız halde kullanılmasını sağlayan çinko, glikozun yağ olarak depolanmak yerine yakıt olarak kullanılmasına takviye veriyor. Böylelikle kâfi çinko alan şahıslarda kilo denetimi çok daha kolay hale geliyor.
1-Bu eksiklikleri besinlerle tamamlamak mümkün mü?
Keşke gereksinimimiz olan bütün besinleri yiyeceklerden alabilseydik, zira olağanda olması gereken bu. Son 50 yılda tarımda kullanılan kimyasal gübreler, pestisitler, endüstriyel tarım ve tek mahsul tarımı toprak mikrobiyomunu değiştirdiği için toprak, bitkileri gereğince besleyemiyor. Vitamin ve mineral açısından yüzde 20-40 ortası bir düşüş var. Dedelerimizin tek bir portakaldan aldığı besini almak için bizim sekiz portakal yememiz gerekiyor. Yalnızca iki kuşakta bu kadar büyük bir değişim oldu. Portakalın şeker ve tat içeriği artıyor lakin besin pahası azalıyor.
İkincisi endüstriyel besin sistemi. Mahallî organik besin sistemini terk etmek besin pahasında düşüş getirdi. Bir bitki topraktan ayrılır ayrılmaz besin kaybetmeye başlar. Yüzlerce yahut binlerce kilometre yol yaptıktan sonra sofranıza gelen yiyecekler besin açısından yüzde 40-50 kıymet kaybediyor. Bunun sebebi yeni yetiştirme ve dağıtım teknikleri.
2-Gıda desteği seçerken nelere dikkat etmeli?
Bireysel olarak da beklentimiz kullandığımız eserlerden yüksek oranda faydalanabilmek. Bunun yanı sıra pak içerikli olması, GMP (Good Manufacturing Practices) kurallarına uygun bir biçimde üretilmiş olmasının da kıymetli olduğunu hatırlatmakta yarar var. Son yıllarda dikkat çeken 2 bahis başlığından bahsetmek istiyorum: Biyouyum ve biyoyararlanım. Biyouyum bir etken hususun bedenimize ne kadar ahenk sağladığı ile ilgili bir mevzu iken, biyoyararlanım ise etken hususun ne kadar emildiği hususudur. Şu an bu 2 mevzuyu da kapsayan bir teknoloji kullanılıyor. Bu teknolojinin ismi Lipozomal teknoloji.
3-Lipozomal teknoloji nedir? Bu teknoloji ne üzere avantajlar sağlıyor?
Lipozomal teknoloji kısaca hücreye emsal yapılar oluşturarak etken hususun beden içinde dağıtımını sağlayan teknoloji olarak tanımlanabilir. Oluşturulan bu yapılara lipozom kürecikleri denir. Lipozom kürecikleri, etken hususun (mesela C vitamini, D vitamini) çift katlı fosfolipid katmanı ile çevrelenmesiyle oluşurlar. Fosfolipidler, bedenimizdeki hücre zarlarının ana bileşenlerindendir. Yani lipozomal kürecikler, doğal hücre zarlarını taklit edebiliyor. Etken unsurun dışındaki bu fosfolipid katmanı, etken maddeyi, sindirim enzimleri ve mide asidine karşı koruyarak amaca teslim edilebilir.Yani lipozomal teknolojiye sahip besin destekleri yüksek emilim sağlayabiliyor. Doktorunuza danışarak eksiklik durumunda aç-tok fark etmeksizin rahatlıkla kullanabilirsiniz.
İlandır.