Beşiktaş’ın Muhteşem Kupa finalinde Galatasaray’a 5 gol atması tüm topluluk üzerinde bir illüzyon yarattı. Öncelikle idare ve teknik heyet Beşiktaş’ın eksik mevkilerine gerekli destekleri yapamadılar. Galatasaray ise Beşiktaş’ın tersine, eksiklerini görerek, süratle tepki gösterdi ve çok güçlü transferler yaptılar.
Önceki idareden kalan, düşük performanslı oyunculardan kurtulmak elbette bir meseleydi lakin yedi adet orta saha oyuncusu varken ısrarla Cher N’dour ve Joao Mario’yu almak yanılgıydı. Bu oyuncular yerine sol açık, sol bek ve/veya sağ açık alınsa daha verimli bir takım oluşturulurdu. Gerçekten, bu maçta yenilen gollerde, sağ ve sol beklerimizin ve orta alandaki oyuncuların yetersiz performanslarının hissesi büyüktü.
Van Bronckhorst’un takım tercihleri hakkında yorum yapmak istemiyorum.
Hocanın aklı Kayserispor maçında mıydı?
Böyle değerli bir maça, şayet Immobile sakat değilse, birinci on birde olamaması çok şaşırtan. Mustafa çok gelecek vaat eden bir oyuncu ancak şimdi gereğince deneyimli değil. Immobile’nin yedeği olarak mühlet almalı ve pişmeli. Bu ortada kıskanarak yazıyorum; Galatasaray’da Icardi’nin yedekleri ise Osimhen ve Batshuai.
Hocanın birinci on teğe Immobile’yi almamasını, ikinci yarıda Rafa Silva’yı oyundan almasını, hedeflerinin Türkiye ligi ile sonlu olduğu izlenimini yaratıyor.
Beşiktaş’ın mevcut takımı hem Avrupa hem Türkiye ligi ve bir de üstüne Türkiye Kupası maçlarını kaldırabilecek zenginlikte değil. Nereden baksanız bu dönem yetmişe yakın maç oynanacak. Bu maratonda sakatlıklar, yorgunluklar, performans düşüklükleri olacak. Beşiktaş’ın şampiyonluğa oynayabilmesi için, devre ortasına kadar az kayıpla gelip, devre ortasında, birer sağ bek ve sol bek, sağ açık, sol açık ve bir santrafor alması gerekiyor. Bir de Muçi satılmamalı. Çünkü Rafa’nın da Muçi’den diğer yedeği yok.
Umutsuzluğa kapılmayalım